-
1 yarı
1.1) полови́наyarı yolu aldık — мы прошли́ полови́ну пути́
bu evin yarısı onun — полови́на э́того до́ма его́
ürünün yarısı çürüdü — полови́на урожа́я сгнила́
2) спорт. тайм2.birinci yarıda dört gol attık — в пе́рвом та́йме мы заби́ли четы́ре го́ла
пол, полуyarı çıplak — полуго́лый
yarı resmî — полуофициа́льный
yarı pişmiş — недова́ренный
yarı yolda bırakmak — а) оставля́ть на полпути́; б) оста́вить незако́нченным
yarıda kalmak — остава́ться незако́нченным
См. также в других словарях:
bir don bir gömlek — yarı çıplak … Çağatay Osmanlı Sözlük
baldır bacak — yarı çıplak … Beypazari ağzindan sözcükler
cıbır — yarı çıplak, züğürt, fakir … Beypazari ağzindan sözcükler
oryantal — sf., li, Fr. orientale 1) Doğu medeniyeti ile ilgili, Doğu medeniyetini hatırlatan 2) is. Genellikle Doğu ülkelerinde, kadınların tek başlarına ve yarı çıplak olarak müzik eşliğinde yaptıkları, vücut ve göbek hareketlerine dayalı dans 3) is. Bu… … Çağatay Osmanlı Sözlük
açık — sf., ğı 1) Açılmış, kapalı olmayan, kapalı karşıtı Açık pencerenin önünde denize karşı saatlerce dertleştik. R. N. Güntekin 2) Engelsiz Açık yol. 3) Örtüsüz, çıplak Açık baş. 4) Boş Kâğıtta açık yer kalmadı. 5) Görevlisi olmayan, boş (iş, görev) … Çağatay Osmanlı Sözlük
eyersiz — sf. Eyer vurulmamış, sırtına eyer konulmamış (hayvan) Hüseyin, yarı beline kadar çıplak, yanında duran eyersiz bir atı yelesinden tutmuş, duruyor. M. Ş. Esendal … Çağatay Osmanlı Sözlük